HAYALİM KALMASIN
Leylak demi sürgün bahar
Sevgilim, sukut-u
hayal
Gezdim boş odalarını
Kaç kere konaklarız
bu dünyada
Kaç kere kırılır
gönül çemberimiz
Odaları süpür
ayrılık kalmasın
Sırdaşı ol yalancı
sevdaların
Benim aşkımı anlat
ama
İhaneti kim koklamış benden
Kimin çiçeğini
çalmışım bahçesinden
Sonra da soldurup
atmışım,
Kirli sularda
boğulmadım
O müzik değil de,
bir renk kaldı bende
Kapıları açan senin
ellerin miydi?
Ya demirlerinde
eriyen kırgın güfte
Yüreğim mi dayanır,
Sözüm mü aşacak
duvarlarını
Gülümserim belki
güllerine
Desem de inanma
Ağladım çok ağladım
Ne sandın
Meze tabaklı renkli
sofralarının
Ne haberi olacaktı
Bir kare de ben
olsaydım orada
Bir karede ağlayan
zeytinyağı
Şarabın da ağladığı
duyulmuştur
Hani mezarımızın
fotoğrafı
Ağladım tabii
ağladım
Gül yaprağı
örtülerden
Damladım
Ağzımda börtü böcek
tadı
Köklerim öyle
derinde olmasaydı
Sökerdim kendimi
ağır balçık toprağından
Beklemezdim çorak
yüzyılların
İçimi kurutacağı
zamanı
İşte öyle geçti sürgün
bahar
Bir zeytin ağacının
unutulduğu
Hani sen ona
sarılmıştın da
O seni öpmüştü bir
gün
Ahh kafam ahh
Kimin içinde kalmış
bir ağaç bu kadar
Bilirim bu sevdaları
da lakin
Ben hiç o bahçede
oynamadım
Öpücüklerin
boğulduğu yeşil koltukta
Hiç oturmadım
Resim yapıyordum o
sırada
Yağlı boya, kaç
ton karıştı araya
Yüzünü ben çizdim
öyle güzeldin anlatamam
O koltuğu da ben
boyadım
Üstüne bulaşmasın
daha kurumadı
Tutkuların da kanadı
kırılmış
Bir köşeye kıvrılmış
Dikeriz ağır dikiş
makineni getir
Git getir kandilimi
oda karanlık
Bak öyle ağlıyorum
işte
Tutmuyor dikişlerim
Boğulur gibi
sevdadan
Ağlıyorum ne sandın
Karanlık bir karede
gördüm kendimi
İyi ki sen görmedin
sağlam dikişlerin kopardı
Nasibini almışsın
dağınık odalardan
Sok koynuma acıları
ben de nasipleneyim
Benim de tutsun şu
dikişlerim
Yağcı mı ezdi bu
zeytinleri
Ekmeği bandırdık
tabak ağlıyor
Salkımında üzüm
kalmamış
Hancı dökünce şarabı
kadeh ağlıyor
Senin dikişlerin
sağlam kopmuyor
Heyhat sana bu
acıları verenler utansın
Benim de elimden
tutacak acı
Sen utanma ben sana
kadeh kaldırırım
Nasıl ağlanır daha
unutmadım
O ağaç da büyür
üzülme
Hatırlar bizi tahta
kaşıklar
Ölü köpeklerin de
hatırası olur
Korkma o da bizi
unutmaz
Gül börtü böcek de çabası
Leylak demi sürgün
bahar
Sevgilim, sukut-u
hayal
Şimdi söyle
Zeytin miyim ben
yoksa üzüm mü?
Acısı tatlandı,
tatlısı ballanmadı
Damağımda buruk sus
sen söyleme acı
Oldum ben oldum
Üstüne üstlük bir de
öldüm
Kaldım kendi
tadımdayım
Sende de hayalim
kalmasın
pelin kızıltan